Aşırı kalabalıklaşmış endüstrilerde rekabet eden oyuncuların yüksek performansı sürdürmesi güçtür. Asıl fırsat henüz var olmayan pazar alanlarından mavi okyanuslar yaratmaktır.

2004 Aralık ayında Harvard Business School yayınlarından çıkan ve W. Chan Kim ile Renee Mauborgne adındaki iki profesör tarafından kaleme alınan Blue Ocean Strategy: How to Create Uncontested Market Space and Make the Competition Irrelevant başlıklı kitap, üzerinden seneler geçmiş olsa da halen güncelliğini korumakta ve yeni girişimlerde bulunmak isteyenlere önemli ipuçları vermektedir.

Yazarlar tarafından ortaya konulan mavi okyanus stratejisine göre karlı büyümeyen giden yol, öncelikle aşırı kalabalıklaşmış endüstrilerde rekabet etmeyi bırakmaktan geçer. Kırmızı okyanuslarda faaliyet gösteren şirketler, var olan talepten rakiplerine göre daha büyük parçalar almak için mücadele etmektedir. Bu pazar alanı kalabalıklaştıkça şirketlerin kar ve büyüme beklentileri küçülür. Ürünler metalaşır ve daha da şiddetlenen rekabet okyanusu kana bular.

Peki şirketler bu mücadeleden nasıl kaçınabilir? Kim ve Mauborgne rekabetin mevzu olmadığı çekişmesiz pazar alanlarının, yani mavi okyanusların oluşturulmasını tavsiye etmektedir. Mavi okyanuslarda var olan talep için mücadele etmek yerine yeni talep oluşturulur ve ele geçirilir, hem müşterilere sunulan değerde hatırı sayılır bir yükseliş yaşanır hem de maliyetler yoluna koyulur. Sonuç olarak yüksek karlar, hızlı büyüme ve rakiplerin yetişmek için çabalayacağı yıllar sürecek bir marka değeri elde edilmiş olur.

Mavi okyanuslar iki şekilde oluşturulabilir. Bazı durumlarda şirketler tamamen yeni endüstriler oluşturabilirler (Ford’un ilk topluca üretilen araç olan Model T’yi piyasaya sürmesi veya eBay’in online açık artırma endüstrisini oluşturması gibi). Ancak çoğunlukla mavi okyanus, bir şirketin halihazırdaki endüstrinin sınırlarını değiştirmesiyle, kırmızı okyanusun içinde oluşturulur. Bu stratejiyi uygulayarak başarıya ulaşmış şirketlere pek çok örnek verilebilir.

Apple — Kolay kullanılabilir Apple II ilk kişisel bilgisayar olmasa da 1978 yılında ortaya çıktığında bir mavi okyanus eseriydi.

Cirque du Soleil — Sirk ve tiyatroyu ayıran geleneksel düşünce biçiminden sıyrılarak sirk endüstrisinin kızıl okyanusunun içinden yeni ve karlı bir mavi okyanus yarattı. Sofistike tiyatrodan alınan unsurlarla geleneksel sirkten gelen unsurları birleştiren yeni bir endüstri icat etti. Böylece, Ringling Bros. and Barnum & Bailey’nin (dünyanın önde gelen sirki) bir yüzyılda kazanamayacağı geliri sadece 20 yıl içinde elde etti.

Mevcut örneklere gelecekte olması muhtemel örnekler de ilave etmek gerekirse;

SpaceX – Starship’in seri üretime geçmesiyle uzun mesafe/kıtalararası uçuşlarda havayolu şirketlerinin first class ve business class yolcu segmentlerinde rekabet gücünü azaltması.

Snapchat – Giyilebilir teknolojinin bilhassa akıllı gözlüklerin emekleme aşamasında olduğu dönemde kurumsal (B2B) çözümlere odaklanan Microsoft (Microsoft HoloLens) ve Google (Google Glass Enterprise Edition) gibi şirketler karşısında, Spectacles ile insanları akıllı gözlük takmanın sosyal olarak rahatsız edici olmadığına ikna etmeye çalışan Snap’in son kullanıcıya yönelik pazarın çoğunluğunu ele geçirme fırsatı.

Stratejileri karşılaştırmak gerekirse;

Kırmızı okyanus stratejisi

Var olan pazar alanında rekabet eder.

Rakiplerini alt ederek rekabetçi olmayı amaçlar / rekabeti yenmeye çabalar.

Var olan talepten daha fazla pay almak adına elinden geleni yapar

Değer-maliyet dengesini sağlamaya çalışır.

Şirketin farklılaşım veya düşük maliyet stratejik tercihleri arasındaki tüm faaliyetlerini –bütün sistemi– aynı doğrultuya getirir.

Dışsal trendleri oluştukça uyum sağlamak üzerine odaklanır.

Mavi okyanus stratejisi

Henüz var olmayan pazar alanı yaratır

Rekabeti anlamsız hale getirir

 

Henüz ortaya çıkmamış talebi yaratır ve elde tutar

Değer-maliyet dengesini yok eder

Farklılaşım ve düşük maliyet arayışındaki şirketin tüm faaliyetlerini –bütün sistemi– aynı doğrultuya getirir

Zamanla dışsal trendlerin oluşumuna katılmaya başlar